SosyalKafa

Kimin rüyası gerçekleşecek? Trump mı Biden mı?

Tüm dünyanın gözlerini diktiği Amerikan başkanlık seçimi 4 kasımda sona erdi. Amerika başkanını nasıl seçiyor? Kim hangi eyaletlerden destek alıyor? Peki ya sonuçlar Türkiye’de nasıl izler bırakacak? Dünyanın merakla izlediği Amerikan başkanlık seçimi hakkında neleri biliyoruz? Buz dağının arkasında neler gizleniyor hep beraber göreceğiz.

Trump &Biden yarışına ilişkin bilmemiz gereken ana hatları sizler için düzenledik.

Hemen hemen herkesin hakim olduğu gerçekle başlayabiliriz. Neo-liberalizmle beraber Amerika da iki kutup hakim olmuş ve Amerikan halkının kaderine ana ideolojilerle yön vermiştir. Tabi ki demokratlar ve cumhuriyetçilerden bahsediyorum. Demokrat partiyi çok yelpazeli bir oluşum olarak adlandırabiliriz. Demokratları, sol popülistlerden sosyal demokratlara, muhafazakar görüşten merkezcilere yani liberallere kadar tanımlayabiliriz en basit tabir ile. Daha da kısa bir tabir duyalım derseniz, demokratları modern liberalist veya sosyal liberalist olarak tanımlayalım. Gelelim cumhuriyetçilere, kabaca cumhuriyetçiler sağ, merkez sağ ve muhafazakar olarak ayrılırlar. Özellikle dini yönü ağır basan Protestan kitlenin desteğini arkasına alan cumhuriyetçilerin destekledikleri başlıca konular; kürtaj yasağı, serbest silahlanma ve devlet elinin ekonomiye en az dokunuşudur. Trump öncesi demokrat parti Obama ile birlikte güçteydi fakat sonraki seçimlerde Trump devri başladı. Dünyada da yükselen aşırı sağ ideoloji ile birlikte Trump’da kendine dünya sahnesinde güçlü yer edindi diyebiliriz. Bu devir devam edecek mi hep beraber göreceğiz. Trump bu yarışta elbette tek değil demokratların temsilcisi Joe Biden yarışta ona kafa tutuyor. Kendisi aynı zamanda Obama yönetiminde de başkan yardımcılığını üstlenmiş biri. Zaten birçok araştırma firmasının kaynaklarına göre, demokratların desteklediği Biden güçsüz sayılabilecek bir aday asla değil. Göreceğiz.

 

Biliyoruz ki, Amerikan seçim sistemi bizimki ile paralel işlemiyor. Peki ya bu Amerikalılar nasıl oy kullanıyor o zaman? Kaç eyaletleri var, zamanlamaları nasıl, dediğinizi duyar gibiyim. Öncelikle oy kullanma prosedürleri eyaletten eyalete göre farklılık gösteriyor. Bunun nedeni ise tamamen federal yönetim sistemidir. Bizdekiyle eş değer seçim merkezleri kuruluyor dileyen Amerikan vatandaşı gidip oy kullanabiliyor, bir de başka bir seçenekleri daha mevcut posta yoluyla oy bildirebiliyorlar. Kimi eyaletler seçmene posta yoluyla pusulayı gönderirken bazı eyaletler posta yolu için başvuru talep edebiliyor. Birçok analiste göre, Amerikan seçimleri bu yıl daha çok posta yoluyla yapılacak nedeni ise tüm dünyanın savaştığı Korona virüs. Sandık sayımları da aynı şekilde eyaletler arası farklılık gösteriyor. Ancak bilinen o ki,Türkiye saati ile seçimler 4 Kasım Çarşamba saat 05.00’da sona erdi.

Bizdeki güvenoyu mantığının aynısı ama işleyişte farklılık gösteren bir prosedürleri daha mevcut. Yani en çok oyu aldım hadi ben Amerikan başkanı olayım gibi bir durum yok. Clinton’ın da takıldığı nokta buydu zaten. Trump & Clinton savaşından Trump’ın galip çıkmasının nedeni de buydu. Bizdeki güvenoyu mantığını orada seçici kurul dedikleri bir kurul gerçekleştiriyor. İzlemediyseniz House of Cards dizisinde bu prosedürle ilgili dönebilecek senaryolara bir göz atın derim.

 

Başkan seçilmek için 558 delegeden en az 270’ini toplamak şart. Delege sayıları nüfusa oranla belirleniyor her eyalet için, burada da yine karşılaştırma yapacak olursak bizdeki milletvekili sayısı mantığının aynısı diyebiliriz. Tüm bu nedenle adayların hassasiyet gösterdikleri ve kazanıp kazanamayacaklarını anladıkları eyaletler mevcut örneğin Kaliforniya 55 delege bulunduruyor, Teksas 38, New York 29 Florida 29, Illinois 20 ve Pennsylvania 20 delege bulunduruyor. Elbette genellikle net olamayan kemik kitlesi olmayan ve kritik öneme sahip eyaletlerde mevut buralardan da seçim sonuçları sürpriz bir şekilde değişebiliyor.

Bu arada seçimler 4 kasım’da bitecek dedik ancak sonuçların Washington’da toplanması için belirlenen tarih 16 aralık yani neredeyse Kasım ayının sonunda bitmesi hedefleniyor. Ama yine de seçim sandıklarının çocuğunun açılmasıyla gayri resmi sonuçlara göre yeni başkan kim onu öğrenebileceğiz. Kesin olarak göreve başlayabilmesi için ise 20 Ocak beklenen tarih, o gün yemin töreni ile Amerika 2025’e kadar ülkeyi yönetecek yeni başkanına resmi olarak merhaba diyecek.

Bize paradan haber ver bu adaylar nasıl finanse edebiliyor bu seçimleri derseniz şöyle diyebilirim uzun süren seçim kampanyaları milyon dolarlara mal oluyor.4 ana kaynak gösterilebiliyor. Bunları; 200 Amerikan Dolarından az bağış yapanlar yani küçük bireysel bağışçılar,200 Amerikan Dolarından daha fazla bağış yapanlar yani büyük bireysel bağışçılar, politik eylem komiteleri ve kişisel finansman olarak dört ana hatta ayırabiliriz.

Diyelim bizdeki senaryonun aynısı yaşandı ve kaybeden taraf, seçim sonuçları kabul etmedi, bu durumda ne mi olur ona bakalım.2000 yılı seçimlerinde de Amerika’da benzer bir durum yaşandı. Aslında bu durumun tekrar gündeme gelmesinin ana nedeni bazı anketlerde geride kalan Trump’ın seçim sonuçlarını kaybederse onaylamayacağına yönelik göndermeleri oldu. Peki bu neden merak ediliyor? Çünkü bildiğimiz üzere sosyal açıdan kaotik bir ortama sahip olan Amerika Birleşik Devletleri her kıvılcıma hazır şekilde, bu durumun uzaması ve netleşmemesi bir süreliğine ülkeyi başka kargaşalara sürükleyebilir, birçok gösterici sokaklarda kutuplaşabilir. Ülkede zaten gergin olan tansiyon giderek tırmanabilir.

Bizim liradan ne haber? Yabancı basına göre Biden seçimi kazanırsa Türk- Amerikan ilişkilerinin gerileceği ki Biden’ın Erdoğan destekçisi olmadığından dolayı bu gerilimin tırmanacağı, Erdoğan’ın uluslararası arenada izlediği politikayı ve Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasına karşılık daha sert tepkiler vereceğinden söz ediyor. Öyle mi olacak göreceğiz. Ülkemizin ekonomistlerinin sözlerine gelirsek seçimlerin paramızın değer kaybı ile alakası olmadığı yönünde açıklamaları mevcut fakat bildiğimiz o ki, dünyada etkin bir pazar hakimi olan doların evindeki gerilim komşusunu etkilerken bizi neden etkilemesin? Trump yönetimi ile Erdoğan yönetimin birbirinden beklentileri karşıladığını söylemek çok zor olsa da Erdoğan’lı bir Türkiye için Trump’lı bir Amerika daha parlak gibi görünüyor. Kim bilir belki de Biden galibiyeti Erdoğan algısında değişikliğe yol açabilir. Biden galibiyeti durumunda gündeme ilk gelecek konular Kıbrıs konusu ve Ermeni soykırımı iddiası olacaktır. Üstelik Biden’ın Türkiye için ambargo söylemleri eskide kalmış değil. Biden’ın başkan yardımcılığı döneminde Erdoğan ile girdiği diplomatik zıtlaşmalar oldukça fazla idi. Siyasi analistlere gelirsek pek çoğu Biden’ın ilk işleminin Nato vurgusu olacağı yönünde. Ayrıca, transatlantik birliğini onarmak adına Biden’ın Türkiye’ye ihtiyaç duyacağını bir gerçek olarak görüyorlar.

Son gelişmeler delege sayılarında ve seçimlerde Joe Biden’ın önde oldu yönünde. Yukarıda belirttiğim gibi posta oyları genellikle demokrat ibresini artıracak yönde olduğundan, posta oylarının gelmesiyle beraber Biden yarışta önde görülüyor. Trump’ın bu durum karşısında cumhuriyetçi valilere yönelik öfkeli sözleri Amerikan gündemine oturmuş durumda. Biden’ın önde olması ile birlikte araştırmacıların ve siyasi kanaat önderlerinin sözleri doğru mu çıkacak? Trump karara itiraz edip yargıya mı taşıyacak bekleyip göreceğiz. Amerikan seçimleri için en beklenen senaryo hu şekilde.

Tüm bunlar günd

CNN TURK

emde merak ettiğimiz fakat kolaylıkla öğrenebileceğimiz hususlar fakat esas düşünmemiz gereken, dünyaya yön verme şansı olan bir ülke, soğuk savaş sonrası küreselleşmekte olan dünyada önüne geçemediğimiz terör, çevresel sorunlar kaynak yönetimi, mülteci sorunu gibi konularda ne denli somut ve reel adımlar atabilecek?

Sosyal Medya Hesaplarımız

İçeriklerimize e-posta ile abone olabilirsiniz

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 2.248 aboneye katılın

Sosyal Kafa 6. Sezon Tanıtım