1991’de İstanbul’a gelen İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Chris Stephenson, çantasındaki HDP Newroz davetiyeleri nedeniyle gözaltına alınmıştı.
1999’da Bilgi Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Stephenson, Barış için Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları gerekçesiyle gözaltına alınan Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya ile dayanışma için gittiği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde gözaltına alınmıştı.
Evrensel Gazetesi’nden Şerif Karataş’a olayı şöyle anlatıyor:
“Çantama daha önce koyduğum davetiyeler çantanın en dibindeydiler. Özel güvenlik arama yaptı. Özel güvenlik sadece ‘İçeri alınmayacak’ dedi. Birden polis çağırdı. Bağırmaya başladılar. Ve gözaltına alındım. Vatan Caddesi’nde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldüm. Orada bir gece kaldım. Ardından savcının önüne çıkarıldım. Sınır dışı edilme ihtimalim olduğu belirtildiği için nihai kararı beklemeden ailemle birlikte Londra’ya gittim. Orada 48 saat kaldıktan sonra haber geldi; nihai sınır dışı kararı verilmemiş. ‘Dönebilirsiniz’ denildi. Biz emin olmak için üç gün daha kaldık. Avukatlarla görüştüm. Avukatlar yine garanti veremiyorlardı. Sonrasında döndük ve buradayız.”
Stephenson: “Adalet, halkın önünde yapılırsa adalet olur. Halkın takip etmesi lazım” dedi.
Barış Akademisyenleri’nden Destek
Sabah Gazetesi’ne “casusluk” davası
Stephenson, Sabah Gazetesi’ne açtığı dava açma nedenini şöyle anlatıyor;
“Bu absürt bir şey. Tabii ki, her hangi bir devletin ya da hükümetin ajanı değilim. Hiçbiri bana uygun değil. Geçmişim de belli. Militan bir sendikacıydım İngiltere’de. Tarihim belli. Sabah gazetesine dava açtım. Önce yalan haber nedeniyle suç duyurusunda bulundum. Tekzip istedik. Yayımlanmadı. Şimdi de davalar açılmış durumda”
Sosyal medya desteği: #ChrisleBarışa
Stephenson’ın bugün 15.00’te İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde duruşmasına sosyal medyada #ChrisleBarışa etiketi ile destek verebilirsiniz.
Yorum ekle