Kendinizden, okul hayatınızdan, hedeflerinizden bahseder misiniz?
Merhaba! Ben Sibil Çetinkaya. Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü mezunuyum ve çocukluğumdan beri oyunculuk ve sunuculukla ilgileniyorum. İlkokuldayken drama eğitimi almaya başladım ve üniversite yıllarında da eğitimime devam ettim. Üniversitedeyken Londra’ya exchange yaptığım dönemde, LAMDA’da ek oyunculuk derslerine katıldım hatta BAFTA’da bir oyunda rol alma şansım oldu. Okulun son senesi TV8’de iç yapımlarda çalışarak kamera arkasını da deneyimledim. Aslında hayatım boyunca bu alanla ilgilendim, isteğim ve hevesim gün geçtikçe de artıyor. Ablam Narod ise Galatasaray üniversitesi İşletme mezunu, finansla ilgilenirken kendini çekim yaparken buldu.
Her şeyden önce bu fikir nereden çıktı? Kısaca hikayenizden bahseder misiniz?
Üniversitedeyken “10 dakika” ve “Şehirde Sanat” programlarında sunuculuk yaptım ve aslında ders olarak yaptığım bu işi her seferinde sonlandırmakta zorlanıyordum. Mezun olduktan ve TV8’den ayrıldıktan sonra oyunculuk için sürekli görüşmelere gidip geliyordum ama aradığım fırsatı bulamıyordum. Bir gün Narod’a yine yakınırken bana dedi ki: “Neden sürekli birilerinden haber bekliyorsun, fırsatın ayağına gelmesini bekliyorsun? Kendi fırsatını kendin yarat, bir fikir bul ve yap!” Kafamda o anda ampul yanmaya başladı. Ne fikir bulacağım, ne yapacağım derken; Narod yine mantıklı ve stratejik bir hamle yaptı ve insanların ne istediğini ve bu isteklere nasıl cevap verebileceğimizi düşünerek tüm anahtar kelimeleri alt alta yazdı. Beyin fırtınası yaparak projenin genel hatlarını çıkardık ancak tek sorun çekimi kimin yapacağı oldu. Ben ona baktım o bana baktı ve ilk denememiz sonucunda ikimiz de hayretler içinde kaldık çünkü hiç çekim yapmamış biri olarak gayet başarılıydı. 5-6 program çekimi yaptıktan sonra da sosyal medya hesabında yayınlamaya başladık ve kendimizi o günden itibaren bu işe adadık.
Takipçilerden ya da diğer izleyicilerden ne gibi tepkiler alıyorsunuz? İnsanların geri dönüşleri nasıl oluyor?
Çok güzel geri dönüşler alıyoruz, bazen biz de şaşırıyoruz. Bize önerilerde bulunan, fikir veren ve aslında hepsi arkadaşımız olan bir takipçi kitlemiz var. Sürekli iletişim içindeyiz, onlar sayesinde kendimizi geliştirme şansımız da oluyor. Genelde programın çok beğenildiği, samimi ve eğlenceli olduğu, mekanların merak uyandırdığı yönünde yorumlar alıyoruz.
Blogger olmak hedefleriniz içinde var mıydı?
Blogger olma hedefimiz yoktu. Instagram programı diye başladık ama format gittikçe “lifestyle blog” tarzına dönüştü. Bir mekana gittiğimde insanlar tanıyıp sohbet etmek isteyince o kadar keyif alıyorum ki, benim ödülüm de bu oluyor. Hayatlarına dokunduğum için, beni izlemekten keyif aldıkları için çok mutlu oluyorum.
İleri ki hedeflerinizden bahseder misiniz?
Programımızı daha da geliştirip daha büyük kitlelere hitap etmek çok istiyoruz ancak bunun için zamana ihtiyacımız var. Başladığımızdan beri yaklaşık 8 ay oldu, belki bu formatta bir televizyon programı bile olabilir. Kafamızda hayal ettiğimiz çok proje var ve karşımıza çıkan fırsatları değerlendirip kendimizi hayatın akışına bırakmak istiyoruz.
Son olarak, izleyicilerinize neler katmak istiyorsunuz?
Takipçilerimize, bidebizgörelim dediğimiz mekanlara gidip ve orada zaman geçirip nasıl bir yer olduğunu onlara tattırmayı, yemeklerini, enerjisini yansıtmayı ve izleyicinin mekanı tanımasını, daha detaylı fikir sahibi olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu şekilde de, seyircinin videoyu izlerken oraya gitmiş kadar olmasını ve günlük hayatında program yaparken videolarımızın onlara fayda sağlamasını hedefliyoruz.