Hiç merak ettin mi? Ölümsüzlük olsaydı ne olurdu? Hepimiz hep yaşasaydık. Sevdiklerimizi hiç kaybetmek zorunda kalmasaydık… İlk bakışta çok güzel gelebilir. Ancak pek çok olumsuz yanı da var. Haydi, hayal gücümüzü zorlayalım ve bakalım neler olurmuş. Senin aklına gelen ekstra fikirleri ve yorumları da merakla bekliyoruz.
7 Sülalemizi (Hatta Dahasını) Görebilirdik
“Benim köklerim hep Çerkez. Kafkasya’ya dayanıyor. Aaa, ben Balkan göçmeniyim. Ben Kürt’üm, ben Alevi’yim…” gibi sözlere gerek yok. Ahanda ananenenenenneneme sor diyerek ananenenenennenemizi tanıştırabileceğiz. 🙂 Bir yandan çok sıcak geldi bu düşünce.
Azrail’in Dünyada Olmadığını Düşünürdük, Suç Artardı
Eh, ölüm yoksa cennet, cehennem, ahiret gibi durumlar da kalmayacak. Kıyamet kopsa dahi ölemeyeceğiz sonuçta. Ama bu dünyada cehennem elbette yaşanabilir. Çok fazla kafa karıştırıcı. Kıyamet koparsa dahi hayatta kalıyorsak iyi insanlar da cezalandırılmış gibi olacak. En iyisi hiç kıyamet kopmuyormuş gibi senaryoda bakmak. Ancak “öbür dünya” teorik olarak olmadığından herkes daha kötü, daha suç işlemeye, çalmaya, çırpmaya meyilli olurdu elbette. Bu hoş değil.
Yaşlanmaya Devam…
Ölmüyor olmak yaşlanmıyor olmak anlamına gelmiyor. Daha çok buruşacağız, daha çok gözlerimiz bozulacak, daha çok kamburumuz çıkacak. Elbette gelişen teknoloji sayesinde yine bir yere kadar toparlama fırsatımız olacaktır. Ayrıca hepimiz biliriz ki, küçükken geçirdiğimiz zaman çok daha uzun gibi gelirken, yıllar geçtikçe her şey akıp geçiyor gibi gelir. Bunun sebebi de 1 yaşında bir insan hayatının %100’ünü yaşamış olur. 2 yaşına geldiğinde 1 yaşı %50’si olur. 20 yaşına geldiğinde ise yaşadığı hayatı 1’er yıllık parçalar olarak düşününce %5’e düşmüş olur oran. Yani çok fazla yıl yaşayınca oran hep azalır ve daha hızlı geçmeye başlar. Yüzyıllar da su gibi akıp geçecektir. Yaşlanmasına ve hastalanmasına rağmen ölmeden hayata devam etmesi de ayrı etken.
Cahil Kalmazdı
Sonsuza dek yaşıyorsan cehalet çok saçma olur. Okuma – yazma bilmeyen biri bile mutlaka öğrenir. Çünkü dünya sonsuz. Ne yapacaksın? Pek çok dil öğrenirsin. Ayrıca görüp geçirdiklerin de sınırsız olacak. Sonsuza dek evin içine tıkılıp kalmak cehennem gibi olur. O yüzden çok gezip bilmen de artardı.
Ayda veya Marsta Hayat Olabilirdi
Gelişen teknoloji ile insanlar artık mutlaka dünyanın dışına çıkarlardı. Zaten günümüzde bile yavaş yavaş ihtimali artan ayda ve marsta hayat olması gibi olasılıkların ihtimali daha da artar ve oralara da yerleşmeye başlardık. Hep dünya dünya nereye kadar?
7 Milyar Değil, 70 Milyar Kişi Olurduk, Artardı da Artardı…
Eh, ölen olmayınca artık sadece çoğalacağız. Çoğalacağız da çoğalacağız. Günün sonunda dünyaya sığmama gibi durumlar dahi ortaya çıkacak. Nereye sığacağız, nereye yerleşeceğiz. Her şey üzerimize üzerimize gelecek. Bunalıp daralacağız. Sonuçta dünyanın kapasitesi belli. “E demin Mars, Ay falan diyordunuz” derseniz, onların da sınırları belli. Yani durmadan artan bir şeyin hiçbir yere sığma ihtimali kalamaz ki. 5000 katlı binalar mı yapacağız? Evimize uçakla mı çıkacağız? Hmm, olabilir.
Bilim Adamları Çok Daha Bilgili
Gelişmeleri, teknolojiyi ve dahasını, tarihi, geçmişi okuyarak, araştırarak öğrenmeye gerek kalmayacak. Her şeyi anı anına, harfi harfine doğrudan yaşayacak. Tam en güzel projesini oturtmak üzereyken, evrene katkı sağlayacak icadını yapacakken hastalanıp ölmek zorunda kalmayacak. Ve hep gelişmeye, üretmeye, daha çok üretmeye devam edecek.