Google Algoritmasının Trump’la bir garip ilişkisi…

Son zamanlarda bilgi teknolojilerine yönelik kamu regülasyonları artıyor. Bunu kabaca ele alırsak kullanıcıların (insanlık mı demeliyim?) bilgi teknolojileri geliştiren şirketlere, özellikle yeni medya hizmeti sunan şirketlere yönelik daha pinpirikli davranmasına bağlıyorum. Özellikle Facebook ile Cambridge Analytica şirketinin ABD seçimlerindeki birlikteliğiyle ortaya çıkan korkunç tabloda, dijital reklamcılığın ve gözetim teknolojilerinin nelere yol açabileceğinin daha çok insan farkına vardı. Sonrasında da konuyla ilgilenenler zaten neler yaşandığını biliyor.

Hatta bu süreçle ilgili Facebook Krizi ve Sonrası’nı konuşmak üzere Medyascope‘da Murat Utku‘nun programına konuk olmuştum. Konuyu derleyici, toplayıcı olması açısından dileyenlerin buradan izlemeleri veya dinlemeleri öneririm.

Konuya dönecek olursak, Google’ında bazı meselelerden başı belada. Birçok internet üzerine çalışma yapan kurum, Google’nın insanların arama sonuçlarını manipüle ettiğini düşünüyor.

Örneğin, Google CEO’su Sundar Pichai, 11 Aralık’ta ABD Senatosu’nda ilk kez ifade verdi Daha önce Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook COO Sheryl Sandberg de aynı şekilde Amerikan Senatosunda ifade vermişlerdi.

ABD’li milletvekilleri Pichai’ye “Şeffaflık ve Sorumluluk: Google ve Veri Toplama, Kullanma ve Filtreleme Uygulamasının İncelenmesi” başlığı altında çeşitli sorular sordular.

Belki de en garip olanı Google Arama Motoru’nun ‘Görsel Arama’ “Idiot” yazınca Trump’ın karşımıza çıkması.

Aşağıda BBC’nin hazırladığı videoda da göreceğiniz gibi, Demokrat Parti Temsilcisi Zoe Lofgren, ‘İdiot kelimesini arattığımda Donald Trump’ın fotoğrafları çıkıyor. Bu nasıl olabilir?’ sorusunu yöneltiyor.

━ Google’da ‘idiot’ diye aratınca Trump’ın fotoğrafı çıkıyor. Bu nasıl oluyor?

━ Biz arama sonuçlarına elle müdahale etmiyoruz pic.twitter.com/a4kCwyrVza

— BBC News Türkçe (@bbcturkce) 12 Aralık 2018

Google CEO’su da bunun geliştirdikleri algoritmaların tercihinin olduğunu ve arama süreçlerine müdahele etmediklerini söyleyerek kendisini ve şirketini savunuyor.

Tartışmalar süredursun hâlâ asıl soruya odaklanmadığımızı ve çalının etrafından dolaştığımızı düşünüyorum. Yahu bu algoritmalar gerçekten ne yapıyor? İnternet faaliyetlerimize yönelik tüm süreçleri algoritmalara bırakmak “insan faktörünü” ortadan kaldıracak bir sürecin başlangıcı olabilir mi? Neredeyse oy kullanma davranışlarını etkilemesinden tutun, kitlesel iletişimin tüm süreçlerine insandan bağımsız özel şirketlerin geliştirdiği kodların “karar alıcı” ve “tasnif edici” konumda olması daha nereye kadar gidecek?

Konuyla ilgili daha çok bilgi almak ve Pichai’nin savunmasının detayları için Füsun S.Nebil‘in haberini okumanızı öneririm.

Bu yazı ilk olarak dijitalguvenlik.org sitesinde yayımlanmıştır.