Yeni Medya Çalışmaları IV. Kongre Katılım Çağrısı
Soğuk Savaş sonrası küreselleşme söylemi refah ve barışın dünyaya egemen olacağı iddiasındaydı. Küreselleşme ile birlikte sınırlar ortadan kalkacak ve devletler arası siyasal anlaşmazlıklar önemlerini yitirecekti. Bu iyimser tabloda, medya ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin siyasal katılım, karşılıklı etkileşim ve kozmopolitanizmi destekleyeceği varsayılıyordu.
Bugün geldiğimiz noktada ‘mutlu küreselleşme’ anlatılarının miadını doldurduğunu görüyoruz. Yaşadığımız büyük gerilemede küresel ölçekte ırkçı, ayrımcı ve otoriter hareketlerin iktidara yürüdüğüne şahit oluyoruz. Kendi coğrafyamızda da durum pek farklı değil. Bu süreçte, dijital teknolojilerin, vaat ettikleri cenneti sunmak bir yana, toplumsal cinsiyet, etnik kimlik, sınıf ve bölgesel eşitsizlikleri pekiştirdiğini ve artırdığını gözlemliyoruz.
Neoliberalizmin hâlihazırda güvencesizleştirdiği emek süreçleri, üretim sürecinde kullanımı giderek artan robotların ve yapay zekanın tehdidi altında. Yine dijital teknolojilerin, yankı odalarını dijital ortamda yeniden üreterek ve seçmenleri manipüle ederek demokratik süreçleri ne denli zayıflattığını 2016 ABD seçimleri ve Cambridge Analytica örneklerinde görmüş olduk. Sosyal medya platformlarını sorgulamadan kullanan bireylerin algoritmaların yarattığı yankı odalarından çıkabilme olanakları araştırılmalıdır. İlk bakışta, bunun, siyasal/ekonomik örgütlenme ve haklar temelli kullanıcı arayüzeyi tasarımları ile gerçekleşebileceği söylenebilir.
Kullanıcıların veri okuryazarlığı ve dijital becerileri düzeyindeki ve yurttaşların sosyal sermayesine paralel gelişen teknik sermayesindeki farklılıklar nedeniyle eşitsizlikler pekişmekte ve derinleşmekte. Bu durum, ayrıcalıkların oluşmasına ve “kazanan-kaybeden” çatışmasına neden olmakta. Paul Gilroy’un oldukça yerinde tarifi ile “Batı Batı olarak kalırken, dünyanın geri kalanı da geri kalan” olarak yeniden konumlanıyor. Hiç şüphesiz Batı kaynaklı küresel güçlere, alternatif küreselleşme söylemi ile müdahil olmaya çalışan, ama demokrasi kültürü bağlamında yurttaş katılım pratikleri tartışmalı olan, Çin, Hindistan gibi Asya’dan müdahaleler de söz konusu. Dijital teknolojilerin yarattığı muazzam ekolojik yıkımı göz ardı etmek imkânsız. Hızına hayran olmaktan kendimizi alamadığımız dijital cihazların üretim ve geri dönüşüm koşulları düşünüldüğünde, Kuzey ve Güney ülkeleri arasındaki sömürgeci döneme uzanan eşitsizliklerin 21. yüzyılda farklı ilişkiler ve ağlar örerek ilerlediğini görmek mümkün. Bu bağlamda aşağıda sıralanan sorular ve sorun alanları belirgin biçimde öne çıkmaktadır:
- Eşitsizliğin yenisi olur mu? Geleneksel eşitsizliklerin (toplumsal cinsiyet, sınıf ve etnisite başta olmak üzere) yeni olana/dijitale evrilmesi, dijitalle buluşmasının koşulları ve örnekleri nelerdir?
- Yeni eşitsizliklerle mücadele yöntemleri ve örnekleri nelerdir?
- Küresel ve yerel düzeyde dışlanma, eşitsizlik ve yoksulluk bağlamında dijital/yeni eşitsizlikler eğitim, kültür, ticaret vb. alanlarda makro ve mikro düzeylerde ne getiriyor?
- Yeni eşitsizlikleri tartışma ve analiz etme noktasında mevcut ve gelecek yönelimler, yöntemsel yaklaşımlar ne/neler olabilir?
- Veri eşitsizliği ve algoritmaların yarattığı eşitsizlikler nasıl aşılabilir? Bunun için nasıl bir tekno-kültürel politika geliştirmeliyiz? Tarafları ve eyleyicileri kimler olmalıdır?
- Kuzey-Güney ayrışmasına neden olan Endüstri 4.0, yapay zekâ, artırılmış gerçeklik kavramları, ne tür yaratıcı üretimlere ve sürpriz gelişmelere etki edebilir? İnsan ve insan olmayan aktörlerin bu bağlamdaki rolü ne olabilir?
- Dijital teknolojiler bir yandan bilgi verme ve alma süreçlerinde muazzam avantajlar sağlarken, diğer yandan bilginin niteliğinde ve etkisinde ne gibi değişiklikler yaratıyor?
- Yeni eşitsizlikler, yeni haber üretim ve haber alma pratiklerini ne şekilde etkiliyor?
- Yeni eşitsizliklerle teknolojik atıklar ve çevre arasındaki ilişkinin bugünü ve yarını nasıl anlaşılmalıdır.
Kimler katılabilir?
Yukarıda sıralanan başlıklar ve bu başlıklarla ilgili diğer konularla ilgilenen her alandan tüm araştırmacılara ve alanda çalışan uzmanlara açıktır.
Etkinlik Takvimi
Bildiri Özeti Gönderme Son Tarih: 1 Nisan 2019
Kabul Edilen Bildirilerin İlanı: 1 Haziran 2019