Herkes fazlasıyla sevmiş, ben eksikleriyle de sevdim oysa.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.
İnsanlar, insanların içinde, insanlara hasret yaşarlar.
Bir gün benden şikâyet ettiğin ne varsa, özleyeceksin!
***
Bugün Özdemir Asaf’ın ölüm yıldönümü. Bu dünyadan bir Özdemir Asaf geçti… Şüphesiz herkesin adını bildiği, birçoklarının ise tutkuyla okuduğu şairdir o; hem soyut şiir anlayışı, hem de alçakgönüllülüğüyle anılır. Çokça anı var kendisine dair, ama ben en çok şu hikayeyi seviyorum:
Şiirin canına okuyorsun
“Özdemir Asaf, ‘r’ harfini söyleyemez, ”yumuşak g” olarak telaffuz ederdi.
Galatasaray Lisesi’nde öğrenci iken bir anısını şöyle anlatır:
“Lisede Edebiyat Hocamız İsmail Habib Sevük idi. Sınıfta heğkese şiiğ okutuğ, sığa bana gelince,
atlayıp yanımdakine geçeğdi. Biğ gün değste pağmak kaldığdım ve ‘Hocam’ dedim”,
– Sınıfta heğkese şiiğ
okutuyoğsunuz, bana niçin
okutmuyoğsunuz?
İsmail Hoca, bu soğuma şu cevabı veğdi;
– Oğlum Özdemiğ sen, şiiğ değil,
şiiğin canına okuyoğsun.
Bunun üzerine de Özdemir Asaf “Lavinia” şiirini yazar. Lavinia, Özdemir Asaf’ın şiir matinelerinde en çok okunan ve sevilen şiiridir. Gelin görün ki, bu şiirin son dörtlüğünde hiç ‘r’ harfi yoktur ve Özdemir Asaf, bu şiiri oldukça düzgün bir biçimde okumaktadır.”
“Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.”
(Şiirin şarkı versiyonunu Feridun Düzağaç seslendiriyor, dinlemek isteyenler için linki bırakıyorum: https://www.youtube.com/watch?v=E5E77TGhuhY)
Gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu… İyi ki geldin Özdemir Asaf.
İyi ki geçtin bu dünyadan.