SosyalKafa

Fransız kamuoyunu genel olarak ne meşgul eder?

Fotoğraf: Robert B. Fishmam /Instagram


Fransız kamuoyunu genel olarak ne meşgul eder?

Ekoloji, işsizlik, hayat pahalılığı.

Bu cevap aslında yeterince açıklayıcı nitelikte ama benim asıl anlamaya çalıştığım şey, ekoloji gibi bir konuda, ekonomi bakanından ekoloji bakanına; başbakandan cumhurbaşkanına (öncekiler de dahil olmak üzere) her düzeyde siyasetçinin ağzına sakız olmasına rağmen, tatmin edici bir ilerleme kaydedilememiş olması.

Kime göre ilerleme kaydedilemedi? Bu ve benzer önceliklerin “kıblesi” sayılabilecek Almanlara göre mi? Yakın dönemde ekoloji bakanlığı yapmış bir politikacıya göre mi?

****

Fransız gündemini yazarken büyük bir tabuyu atladığımı farkettim. Tabular ülkesi olduğuna ikna olduğum Fransa’da gündem işgal etmese de, aile içinde sıklıkla konuşulan konulardan biri de yabancıların entegrasyon sorunu yaşamaları. 

Bu bir tabu, aile içinde ya da yakın arkadaşlar arasında konuşulan Kuzey Afrika kökenli hatta kökenleri artık on yıllardır Fransız banliyölerde bulunan bu insanlar. 

Bataclan ve Charlie Hebdo saldırıları bu Müslüman ve entegre olmamış gibi görülen göçmenleri farklı bir boyutta gündeme taşıdı. Anaakım gazetelerde “Fransa’daki Müslüman azınlık terör saldırılarını kınamak zorundalar mı?” sorusu işlendi. Politik doğruculuk meselesini bir kenara bırakarak, Fransız polisinin belki de ilk kez sosyal medya mecralarında bu terör eylemlerini öven ve Fransa’da ikamet eden insanları tespit etmeye çalıştığını da öğrenmiş olduk. 

Anaakım medya temsilcilerinden öğrendiğimize göre de basit para cezaları ya da kanunların yetersiz kalması gibi yaptırımsızlıklarla bir cephe daha açılmış oldu. Terörü sosyal medya mecralarında övenlerin yanlarına kar kalmış olması gibi bir inanış yaygınlaştı. 

Anaakım temsilcilerinden Le Monde’un sorduğu “Fransa’daki Müslümanların terör saldıralarını eleştirmelerini istemek yerinde mi?” sorusu “Kim terörden yana? Kim entegre olmuş yabancı?” soruları altında boğululmuş gibi. Charlie Hebdo cinayetlerinden sonraki günlerde gündeme gelmiş bu Le Monde sorusunun üzerinden yıllar geçmiş de olsa, hala sıradan bir Fransız için önem arz eden bir soru olarak belirmekte.

Bu terör saldırılarından önce ya da sonra Fransa’daki Kuzey Afrikalalıların entegrasyon meselesinin konuşulma yoğunluğu arasında bir fark olsa da, hem Fransız devletinin hem de göçmenlerin sorumluluğu olan bu meseleler bütünü büyüyerek varolmaya devam ediyor. 

Bu entegrasyon konusunu tabu olarak ele almamın sebebi aslında şu: Politik doğruculuk bu konuyu ancak aile içinde konuşmaya itiyor. Marine Le Pen gibi aşırı sağcı bir politikacının yüzde 30’ları aşması, 2007’de Sarkozy’nin yabancı karşıtı argümanlarla seçimi kazanması gibi hadiselere bakılırsa her 3 Fransız seçmenden 1’i aşırı sağa oy veriyor ya da Her 2 Fransız seçmenden 1’i yabancı karşıtı argümanları olan Sarkozy’yi seçmiş bulunuyor 2007’de.

Sandığa gitme oranları Fransa’da düşük olsa bile yine de sanıldığından daha fazla bu entegrasyon meselesine kafa yoran var demek yanlış olmaz. Seçmen sayılarının bir tepkiyi temsil ettiği aşikar ama bu tepki kamuoyunda oy oranlarına paralel olarak ele alınmıyor. 

Entegrasyon tabiri, Almanya’da yaşayan Türkiyeliler ile gündemizden yer bulan bir tabir. Fransa’da genelde “İslamizm” ya da “İslami terör”, “banliyö sorunları” gibi tanımlamalar daha yaygın olarak kullanılmakta ama genelde aile ya da arkadaş çevresinde konuşulması tercih edilmekte. 

Diğer bir gündem maddesi olan ekoloji konusuna gelince, entegrasyon meselesinin tersine çok fazla kamuoyunda yer buluyor ama ekolojik dönüşüm denilen ilerleme konularında pek bir adım atıldığı söylenemez. 

“Ne sağcıyım, ne solcu, yeni bir yol açıyoruz” diyen Macron’un, yüzü eskimiş, eski politikacılardan olan Ekonomi Bakan’ı Bruno Le Maire “ne olursa olsun önceliğimiz ekolojik dönüşüm” diyor her fırsatta. Üretim ve tüketim metotlarının gezegene en az zarar verecek şekilde düzenlenmesinden bahsederken, Erdoğan’ın “Kılıçdaroğlu istese de istemese de uzaya çıkacağız” demesi kadar eğlenceli buluyorum Le Maire’in sözlerini. 

Fransa’da en az oturulan bakanlık koltuğu Ekoloji Bakanlığı koltuğu. 20 yılda 14 bakan görev sağdı. Hollande döneminde Ekoloji Bakan’ı olan Nicolas Hulot akıllarda kalıcı bir şekilde istifa etmişti. Hulot aslında kaldırıldığını, naifçe ekolojik dönüşüm adına adımlar atılacağına inandığını ama hükümetinin sözden öteye gitmediğini söyleyerek istifa etmişti. Samimice gezegeni düşündüğüne inandığım Hulot, politikacı çetelerinin arasında olmaktan rahatsız olmalıydı. Zaten kısa süre içinde de, rahatsızlığıyla ilgili detayları açıklamaktan vazgeçip köşesine çekildi. Halbuki kamuoyunun bir kısmı hükümetin kamuoyuna yanıltıcı açıklamalar yapmış olmasıyla ilgili açlıklama bekliyordu. 

***

İşsizlik meselesi ise yine Hollande ile birlikte en çok anılan meselelerden birisi oldu. Son üç yıldır Cumhurbaşkanı Macron olmasına rağmen, geniş manada ele aldığımız bu Fransız gündemi yazısında kronikleşen işsizlikten bahsetmemek yerinde olmaz. 

İşsizlik, sosyal yardım, işsizlik ödeneği gibi bütçe kalemlerini arttırıyor. Artan bu kalemler vergi artışını, geç emekliliği de beraberinde getiriyor. Aktif nüfusun görece azalması emeklilik yaşını da erteleme gibi sonuçlar doğurmakta. Şu anda gündemde olan “emeklilik reformu” denilen gündem maddesi daha anlamlı hale gelmekte. Tüm bu meseleler “Sarı Yelekliler”in eylemleri ile tekrar gündeme gelmişti. 

Hayat pahalılığını tetikleyen konulardan biri de vergi artışları. Hem müteşebbisler hem de emlak sahipleri gibi kesimler vergi artışlarında etkilenmekte. Yakın zamanda asgari ücrette küçük bir artışın olması da aslında devletin hayat pahalılığının varlığını kabul ettiğini göstermekte. 

Son on yılların kamuoyunu meşgul eden hadiseleri aslında aşırı sağcı Marine Le Pen’i heyecanlandırmakta. Diğerlerinin çözemediği sorunları çözmeye adaymış gibi bir söylem yürüyor. Le Pen’in istikrarlı ikinciliği onun bir gün Cumhurbaşkanı seçilmesini mümkün kılacaktır. Özellikle İtalya’daki Salvini örneğinde gördüğümüz gibi merkeze yaklaşan Marine, iktidara gelmek için artık daha hazır görünüyor.

Sosyal Medya Hesaplarımız

İçeriklerimize e-posta ile abone olabilirsiniz

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 2.247 aboneye katılın

Sosyal Kafa 6. Sezon Tanıtım