Tom Cruise, gerçekten “Risky Business” ta üzerinde iç çamaşırlarıyla ve bir çift Ray-Ban gözlüğü takarken dans etti mi? Eğer, “Evet” cevabını verdiyseniz, siz de Mandela Etkisinden mustarip olabilirsiniz.
Size 1980’lerin Star Wars devam filmi The Empire Strikes Back’in en ünlü repliğinin gerçekte hiç söylenmemiş olduğunu söyleseydik bize inanır mıydınız? Darth Vader, “Luke, ben senin babanım” diyerek babalığını Luke Skywalker’a açıklamıyor. Aslında “Hayır, ben senin babanım” diyor. Bu replik, blog yazarı Fiona Broome’un on yıl önce, bir dizi insanın, insan hakları aktivisti Nelson Mandela’nın 1980’lerde hapishanede öldüğüne dair yanlış inancı paylaştığını öğrendikten sonra, “Mandela Etkisi” olarak adlandırdığı şeyin yalnızca bir örneğidir. (Nelson, 2013’te özgür bir adam olarak öldü.)
Komplo teorisyenlerinden özür dilemekle birlikte, bu paylaşılan sahte hafıza fikri, alternatif gerçekliklerin kanıtı değildir. Bu sadece beynimizin bilgi almak için nasıl çalıştığının bir göstergesidir. Arizona Eyalet Üniversitesi’nde bilişsel psikoloji doçenti olan Doktor Gene Brewer, “Sahte bellek hakkında bildiğimiz şey, bunun yeniden yapılanma sürecinde ortaya çıktığıdır” dedi. “Bir olayı hatırladığınızda, etrafındaki hatıraları kullanırsınız, yaşadığınız diğer olayların öğelerini veya parçalarını alır ve onları size anlamlı gelecek yerlere yerleştirirsiniz.”
İnsanların gerçek olduğuna yemin ettikleri ancak yalnızca beynin kusurlu hatırlamasının bir ürünü olan yaygın 10 örneğe bir göz atın.
- Monopoly Maskotunun Tek Gözlük Takması
On yıllardır Rich Uncle Pennybags (veya Mr. Monopoly), bir şekilde gayrimenkulü heyecanlandıran Parker Brothers (şimdi Hasbro) oyunu Monopoly’nin fiili maskotu olmuştur. Bazıları Pennybags’in silindir şapkasını ve iş kıyafetlerini tek gözlükle tamamladığında ısrar ediyor, ama bu doğru değil. O asla tek gözlük kullanmadı. İnsanlar onun tasvirini, tek bir tane mercek takan Planters maskotu Bay Peanut ile karıştırıyor gibi görünüyor. Çünkü beynimiz benzer özelliklere sahip özneleri kolayca alıp onları bir araya getirebilir. Brewer, “Çalışmalarda, katılımcılara kelime çiftlerini gösterdiğinizde ve onlardan ‘blackmail’ ve ‘jailbird’ kelimelerini hatırlamalarını istediğinizde, yarısı daha sonra ‘blackbird’ kelimesini öğrendiklerini hatırlayacak,” diyor.
- Jiffy Fıstık Ezmesi
Eğer ebeveyniniz veya veliniz bir Jiffy fıstık ezmeli sandviç hazırladığı için okul öğle yemeği molasını dört gözle beklediyseniz, çocukluğunuz bir yalan olabilir. Hem Jif hem de Skippy markaları mağaza raflarında yerini alırken, orada hiçbir zaman “Jiffy” markası olmadı. Brewer, “Bunu yaşayan insanlar Jif ve Skippy markalarına dair yeniden yapılanma sürecine bazı unsurları dahil ederek sahte bir hafıza yaratmış olabilirler” diyor. “Şimdi bu onların hafızasında kodlandı ve sahte hafıza onların hatırladıkları tek şey. Onu gördükleri deneyimini değil, yanlış hatırlamayla ortaya çıkan deneyimlerini hatırlıyorlar.”
- “Merhaba, Clarice”
Tutuklu yamyam Hannibal Lecter ile FBI ajanı Clarice Starling arasındaki gergin görüşmeler, 1991’de Thomas Harris romanından uyarlanan Kuzuların Sessizliği filminin gerginliğini daha da arttırdı. “Merhaba Clarice”, Anthony Hopkins’in tüyler ürpertici Lecter’ını taklit etmek isteyenler için varsayılan bir replik okuması haline geldi. Ancak katil filmdeki repliği asla söylemiyor. Bunun yerine, Starling ile ilk buluşmasında “Günaydın” diyor. İnsanlar Lecter’ın Starling’i selamladığını ve onun melodik bir tonda “Clarice” dediğini hatırlar, bu da klasik olmayan alıntı için sahte bir anı yaratır. Brewer, “Hafızanız, bağlam ipuçlarını kullanıp mevcut kanıtlara dayanarak bazı şeyleri yeniden yaratmaya çalışabilir” diyor.
- Loom Label’ın Meyveleri
Bazı insanlar, bu popüler iç giyim markasının etiketinde meyvelerin sepetten taştığını hatırlıyor. Fakat gerçekte meyve asla bir sepetten dökülmüyordu: Her zaman bir yiyecek yığını olarak resmedilmişti. Brewer, “Reklam gibi şeylere ne kadar çok maruz kalırsak, daha fazla anıya dair şeyler o kadar bağlamsız hale gelir” diyor. Başka bir deyişle, meyvelerin sepetten taştığını hatırlayan insanlar, bir çift iç çamaşırı giyerken etiketi görmeye dair ayrı bir hafızaya sahip olmayabilir. “Meyvenin işin içinde olduğunu hatırlıyorlar ve sonra ‘Peki, meyve genellikle nasıl tasvir ediliyor? Tamam, belki de sepetten taşıyorlardır.’ Bu yeniden yapılanma.”
- Kaşlarını Çatan Bir Mona Lisa
Leonardo da Vinci’nin tablosu, tarihin kaydedilmiş en ünlü sanat eserleri arasındadır. Öyleyse neden bu kadar çok hayran, onu bir gülümsemeyle doğru bir şekilde tanımlamak yerine, portrenin ağırbaşlı öznesinin kaşlarını çattığında ısrar ediyor? Brewer kesin olarak bir şey söyleyemez, ancak resmin bir görüntüsünü canlandırmak, boşlukları diğer resimlerin parçalarıyla doldurmayı içerebilir. “Resimlerde gülümseyen ya da gülümsemeyen öznelerin kaş frekanslarına bakmak ilginç olurdu,” diyor. “Belki insanlar sadece [sanat] ortamın istatistiksel alışılmışlığını ele alıyorlar. İnsanlar gülümsemeyen pek çok sanata maruz kalıyor. ”
- Ed McMahon ve Publishers Clearing House
The Tonight Show’un yardımcısı Ed McMahon’ın Publishers Clearing House Sweepstakes’te piyangoyu kazanan insanlara büyük boy çekler ve balonlar dağıtmak için kapı eşiğinde belirdiğini hatırlıyor musunuz? McMahon asla ev ziyareti yapmadı. O American Family Publishers’ı kabul etmişti. İçerikleri benzer olsa da McMahon hiçbir zaman Prize Patrol’un bir parçası olarak kameraya görünmedi. Bu, Brewer’ın kaynak karmaşası olarak adlandırdığı şeye bir örnektir: McMahon’un televizyonda göründüğü detayını hatırlayabilirsiniz ancak kaynağını anımsayamayabilirsiniz- bu durumda, kaynak rakip bir çekiliş reklamı kampanyası olabilir.
- Berenstain Bears’ta Yanlış Hecelenen Bee
Berenstain Bears, 1962’den beri çocuklara yaşam hakkında dersler veren resimli bir kitap serisi. Ayılar, isimlerini yaratıcıları Stan ve Jan Berenstain’den alıyor. Öyleyse neden bazı okuyucular “Berenstein” şeklinde yazıldığı konusunda ısrar ediyor? Bunun nedeni büyük olasılıkla, çocukların, gazetedeki ya da el ile yazılmış kaynaklardaki ismin yanlış hecelendiğini başka yetişkinlerden ya da çocuklardan duymuş olmasıdır. Brewer’a göre, bu biraz kendi kendini devam ettiren bir sorun: “1980’lerde bunu gösteren çalışmalar vardı; öğrenciler bir eğitim ortamında yazım yeterliliklerini test etmenin bir yolu olarak yanlış yazılmış kelimelere maruz kaldıklarında, yanlış yazılan kelimeler hafızalarına kaydediliyor ve gelecekte kelimeleri doğru heceleme becerilerini engelliyordu.”
- C-3PO’nun Altın Anı
Mandela Etkisi, filmin diyaloğundan alıntı yaparken yanılan ancak aynı zamanda protocol dorid C-3PO’nun altın kaplama bir kasaya sahip olduğunu hatırlayan Star Wars hayranlarında güçlüdür. Ve öyle- dikkate değer bir istisna dışında. Onu ilk gördüğümüzde dizinin altındaki sağ bacağının alt kısmı gümüştü, bu da bazen orijinal üçlemeyi onlarca kez görenleri şaşırtan bir gerçek. Brewer, “Bir olayı yeniden inşa etmeye çalışan insanlar ellerinden gelen her bilgiyi alıyorlar, bu da bir şeyleri gözden kaçırmak veya çıkarımlar yapmak anlamına gelebilir” diyor. Droidin bacağına bakmadığınız sürece, muhtemelen onun her yerinin aynı renk olduğunu varsaymışsınızdır.
- Risky Business
Tom Cruise’un 1983’te Risky Business filminde evde tek başına iç çamaşırları, gömleği ve Ray-Ban gözlükleri ile dans ettiğini hatırlıyor musunuz? Beyniniz çoğunu doğru yaptı. Şimdi ikonlaşmış olan bu sahneyi tekrar izlerseniz Cruise’un güneş gözlüğü takmadığını görünce şaşırabilirsiniz. Bu hata muhtemelen Cruise’u diğer sahnelerdeki gölgelerde veya filmin reklam materyalinde görmekten kaynaklanıyor. Brewer, “Bir film izlediğinizde, bu büyük bir bilgi yığınıdır” diyor. “Ve bu yığın içinde pek çok şey oluyor. Filmi yeniden canlandırmaya çalıştığınızda, filmde yer alan diğer şeyler size müdahale eder.”
- Shazam Değil, Kazaam
Mandela Etkisinin en şaşırtıcı örneği? Aktör ve komedyen Sinbad’ın bir cin olarak oynadığı Shazam (veya Shazaam) adlı uzun metrajlı bir filmin var olduğuna dair yaygın inançtır. İnsanların hatırladıkları şey muhtemelen NBA’in büyüklerinden Shaquille O’Neal’in dilek tutan mistik bir figürü oynadığı 1996 yapımı bir komedi olan Kazaam’dır. Bu karışıklığın bir kısmı, Sinbad’ın 1990’larda birkaç çocuk filminde yer almasından kaynaklanıyor. Bu filmlerden biri, First Kid, VHS sürümünde filmin Kazaam için bir ön gösterime sahip olduğunu ve Sinbad oyuncusunun O’Neal yerine başrolde oynadığına dair yeniden yapılandırma eğilimini güçlendirebileceği anlaşıldı. Bu o kadar inandırıcı ki Brewer bile kendisini onu “hatırlarken” yakaladığını söylüyor.
Sahte anılara yol açan bu süreçler kusur mu sayılmalı? Tam olarak değil. Psikolojideki güncel teoriler, teorik kavramlar yaratmak için geçmiş deneyimlerden ayrıntıları ayıklama yeteneğimizin aslında bir hayatta kalma mekanizmasının parçası olduğu fikri üzerinde duruyor. Brewer, “Geçmişimizden bölümler almak, olası gelecekleri inşa etmemize ve bu olayları önceden tahmin etmemize olanak tanıyor,” diyor. “Yeni ortamlara uyum sağlamamızı sağlıyor.” Jiffy’siz bir dünyada yaşamak gibi.