“HANIMLAR, EFENDİLER, CUMHURİYET MÜCADELESİNİN İKİNCİ YÜZYILINI İLAN EDİYORUZ!
Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümü genel bir hayalkırıklığı, “Böyle mi olmalıydı?” havasında “kutlanıyor”.
Başka tarih yokmuş gibi 28 Ekim’e Hamas’a destek amaçlı dev bir mitingin konması bu kötümser havayı daha da koyulaştırdı.
Haklılar. Cumhuriyet’in in yüzüncü yılı, yani Türk halkının “Yok edilmeyi reddediyoruz! Her şeye yeniden ve yepyeni kurallarla başlıyoruz!“ diye haykırdığı gün çok daha parlak törenlerle, coşkulu toplantılarla, sanat eserleri ve şölenleriyle kutlanmalıydı.
Ama olmadı. Belki de ülkenin ve dünyanın atmosferi coşkuya ve sevince uygun değildi. Büyük depremler, Mayıs seçimlerinin Cumhuriyetçi kesimleri içine soktuğu depresyon, günlük hayatı cehenneme çeviren pahalılık, İsrail’deki dehşet verici olaylar vb. vb. coşkulu bir sevince meydan bırakmadı.
Bu durumu Cumhuriyet projesinin kendisinin başarısızlığının kanıtı olarak değerlendirenler oldu.
Bir arkadaşım “Başaramadık, yenildik!” diye ağlıyordu.
Acaba?