Veli Gederet yazdı: “HAYAL-ET”

HAYAL-ET

Yarı uyku yarı uyanıklık halinde bir savunma yapıyorum kendimce evet sıkıntılı bir durum var ama beni rahatlatacak sebepleri de buluyorum, gözüm açılıyor o an. Rüyanın içinde rüyadayız, silkiniyorum. Üçlü kabloya ihtiyacım var arıyorum cılız bir ses ben stajyerim diyor. Kendimizce bölümlere ayırıyoruz hayatı, çocukluk evresi, gençlik, stajyerlik v.s.  sorumluluklarımız var, vicdanımıza, vatanımıza, dostlarımıza, kim verdi bu sorumluluğu bize bunlardan kaçarsak ne olur, kaçmasak da en azından oradaymış gibi duruyoruz.

Vakti zamanında Fabrika Müdürü Veli Bey çok hayalcisiniz demişti. İçimden hayallerimiz de olmasa ne anlamı kalır yaşamın demiştim. Çoğunlukla insan zengin olmayı hayal eder, bir bakıma dünyada cennet arar, hiç yorulmadığı hayatın hep güzel geçtiği, insanların birbirine selam diye seslendiği, en güzel nimetlere sınırsız ulaştığı, en büyük, en iyi, en diri, hep en en en olsun ister hayatta çoğunlukla bunların bir kısmına ulaşsa da yetinmez, bunlara sahip olunca iç zenginliğini yeterince kaliteli şekilde inşa etmediği için arayışı devam eder. Ben hep sakin bir ortamda dostlarla konuşmak, kuş sesleri dinlemek, güneşin doğuşu da olur batışı da, kırlarda yürüyüş yapmak isterdim.

Hayal etmek ne kolaydır hemen istediğin her şeyi duygu dünyanda yaşayabilirsin, günümüzde bile oyunlar çocukların hayalleri üzerine kurulu, şehir inşa etmek, esrarengiz, karmaşık ortamlarda çok güçlü olup çok farklı silahlara sahip olarak herkesi yenmek gibi. Oyun dünyasında yaşadıkları gerçekmiş gibi haz verir.

Ev ya da  araba  güzel bir saat,  yeni bir ayakkabı gibi hayallerim olmadı öyle bir hayal kurmak kendime saygısızlık gibi geliyor. Organlarımız bile bize ait değilken bizim dışımızdaki şeyleri bize nasıl ait kılabiliriz veya onların yardımıyla nasıl daha güçlü olabiliriz. Mümkün değil. Kendi piramidimizi kurmak, cemreyi beklemek, sığırcık kuşlarının gün batımında gökyüzündeki dansını izlemek daha heyecan verici geliyor. Kendinden daha değersiz şeylere ulaşmak için insanın kendini imha etmesi kadar muazzam bir çelişki olamaz. Hem benim hayallerime ulaşmak daha kolay çoğu için paraya bile ihtiyaç yok.

Yaşadığım en güzel duygulardan biri, arkadaşlarla kampa gitmiştik, tan yeri ağarmadan yürüyüşe çıktık, yüksekçe bir tepeye tırmandık, güneşin doğuşu yakın çiy damlaları düşmüş yerdeki otlara,  ufukta sisler dağılıyor güneşin etkisiyle , muhteşem bir duyguydu.

Gündelik hayatınızı neyle dolduruyorsunuz, sorumluluklar mı zorunluluklar mı yoksa yapmakta keyif aldığınız şeyler mi?