Myanmar’ın Yangon Sokaklarında Kaybolalım Mı?

Asya’nın kilitli kapısı; Myanmar. 1962 yılından 2010 yılına kadar askeri rejim yüzünden kimselere güzel yüzünü göstermemiş. 1962 yılından öncede dünyanın en zengin ülkesiyken şimdilerde halkın büyük çoğunluğu fakirlik içinde. Zamanında tik ağacı ve değerli taşlarla birlikte dünyadaki ilk petrol ihraç ülkelerinden biriymiş. İkinci Dünya savaşında Japonya ve İngiltere cephesinin en kritik ülkesi olduğu için İngilizler, ülkede inşa ettikleri madenleri ve petrol kuyularını Japonların eline geçmemesi için imha etmişler. Savaş sonunda ise Myanmar halkının elinde yerle bir olmuş bir ülke kalmış. Bu kadar sancılı bir tarihi olan ülkenin kapısını araladığınızda ise hayran kalmamanız imkansız. Yüzlerdeki gülümsemenin eksik olmadığı, muhteşem doğasının büyülediği, budizmin başkenti ve kadınlı erkekli ”longyi” giyenlerin ülkesi Myanmar’a hoşgeldiniz.

Vize?

Türk vatandaşlarına vize istiyor. Myanmar’ın resmi sitesinden online vizeye başvurarak vizenizi alabilirsiniz. İnternetteki formu doldurduktan sonra 50 dolar ödüyorsunuz. Daha sonra vizeniz mailinize geliyor. Vizenizin çıktısını almayı unutmayın çünkü havalimanında görmek istiyorlar!

Toplu Taşıma Mı Taksi Mi?

Taksiler gerçekten çok ucuz. Yangon’da GRAB uygulaması çalışıyor. Ama Myanmar’ın başka hiçbir şehrinde çalışmıyor. Otobüs kullanmak da bir seçenek ve taksiden daha da ucuz. Ama çok fazla durakta duruyor ve Yangon’un trafiğinde otobüsle ilerlemek istemezsiniz (zaten ilerleyemiyorsunuz.) İstanbul’da yaşamış biri olarak İstanbul trafiğini öptüm baş ucuma koydum.

İnternet Kullanımı?

Her yerde Ooredoo tabelaları gördüğüm için bu operatörü tercih ettim. 1500 kyat (1,5 dolar) sim kartına verdim. Alacağınız internet paketine görede bir fiyat ödüyorsunuz. Ve fiyatlar oldukça uygun. Aynı zamanda mobil internet beklediğimden hızlı. Konakladığınız yerlerde veya restoranlarda wifi var ancak oldukça yavaş.

ATM?

İşte yine kafamın karışık olduğu konulardan biri. Bundan 2 yıl önce ATM’lerden para çekmek büyük sıkıntıymış ama bu durum değişmiş. Her yerde para çekebileceğiniz ATM bulabilirsiniz. Tabi bankalar belli bir komisyon koyuyor bu yüzden en yüksek meblağda para çekmelisiniz. Oldu da para çekemediniz diyelim, çoğu banka Western Union ile çalışıyor. Bu yöntemi de kullanabilirsiniz.

Myanmar yani eski adıyla Burma’ya giden uçağa binerken yine içimde bilinmezliğin verdiği büyük bir korku vardı. İnternette Myanmar hakkında o kadar eski bilgi var ki hangisi doğru hangisi yanlış kafanız allak bullak oluyor. Sadece 7 yıldır kapılarını yabancılara açmış bir ülkenin mutsuz ve dünyaya karşı sert olabileceği gibi bir yanılgıya kapıldım oysa ki pasaport görevlisine doğru yaklaşırken daha önce hiç bu kadar tatlı bir memurla karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Çantamı alıp havalimanından çıktıktan sonra artık dünyanın farklı bir noktasında olduğumu hatta çok farklı bir boyuta geçiş yaptığımı anlamdım. Hostel’e eşyaları bırakır bırakmaz Yangon sokaklarında kayboldum. Nereyi incelesem diye şaşkın şakın etrafı izlerken, meraklı gözler de sizi izliyor. Onlar için hala çok farklısınız. Sokaklarda ilerledikçe kendimi Myanmar’lı bir ünlüymüş gibi hissetmeye başladım. Kafamı nereye çevirsem gülümseyen insanlar, fotoğraflarını çekmek istediğimde hafif utangaçlıkla poz vermeler, arabadan sarkıp el sallayanlar… Daha önce bu kadar içten ve güzel gülümseyen bir milletle karşılaşmamıştım.

Yangon Sokakları

Şehrin kalabalığı artmadan önce sabah gün doğmadan uyanıp Yangon sokaklarında dolaşmaya başladım. Tezgahlar yeni yeni kurulmaya başlıyor, köpekler peşi sıra etrafımda dolanıyor, keşişler sabah kahvaltılarını yapabilmek için etraftan yiyecek bağışı toplamaya başlamışlar bile. Bu gelenek benim için oldukça yeni; keşişler günde iki öğün yemek yiyor biri sabah 6’da diğeri ise öğlen 12’den önce. Yangon’u bu saatlerde izlemek çok keyifli.

Shwedagon Pagoda

Bir süre sokaklarda dolandıktan sonra ülkenin sembolü olan ‘’Shwedagon Pagoda’’ya gitmeye karar verdim. Shwedagon Pagoda, Yangon’un şehir merkezine adım atar atmaz şehrin kalbinden size gülümsüyor. Bu pagoda tam olarak 2500 yaşında ve etkilendiğim nadir tapınaklardan biri. Çok güçlü bir enerjisi var ilk defa bir kenara oturup insanları izlemek ve pagoda da vakit geçirmek istedim ve uzun bir süre köşeye oturup dua eden insanları, yanımdan geçip giden keşişleri ve yavaş yavaş başlayan yağmuru izledim.

Nasıl Giyinmeliyim?

Asya’da hangi tapınağa giderseniz gidin bacaklarınızı ve omuz bölgenizi örtmeniz bekleniyor. Eğer şortla içeriye girmeye çalışırsanız dışarıda kalabilirsiniz. Veya kapının hemen yanında uzun longyni ve t-shirtlerden kiralayabilirsiniz.

Giriş Ücreti

Turistler için giriş ücreti MMK 8000 (5 dolar)

Kandawgyi Gölü

Kandawgyi Gölü, Shwedagon Pagoda’ya yürüme mesafesinde eğer akşam üzeri giderseniz hem güneş batımını hem de yüzen tapınağın parıltısını izleyebilirsiniz.

Sule Pagoda

Yangon’a geldiğimde Sule Pago’danın çevresindeki ucuz hostellerden birinde konaklamıştım. Bu yüzden ilk ziyaret ettiğim yer Sule Pagoda oldu. Shwedagon kadar büyük olmasa da, Sule Pagoda konumu ve şekli nedeniyle kendi çekiciliğine sahip. Şehrin tam göbeğinde yer alan pagoda 1880 yılında inşa edilmiş. Saat sabah 4 ile akşam 10’a kadar ziyaret edebiliyorsunuz. Giriş ücreti: 3000 Kyat. (3 dolar)

Bogyoke Aung San Pazarı

Daha sonra Hint ve Çin Mahalleleri’nin renkli sokaklarından geçerek ve birkaç kez yanlış yollara saparak Bogyoke Aung San Pazarı’na ulaştım. Burası kocaman bir han, içerisinde Myanmar’ın geleneksel kıyafeti olan ”longyi”den takılara, süs/hediyelik eşyalara, yarı değerli taşlar satanlardan, kuyumcular ve hasır eşya üretenlere kadar çeşitli ürünler bulabileceğiniz bir pazar. Kıyafetler oldukça ucuz hatta bu fiyatlar üzerinden pazarlık yapabildiğime inanamıyorum.

Feel Myanmar Restoran

Acıkmaya başlıdım ve geleneksel bir şeyler denemenin tam zamanı. Myanmar’ın geleneksel yemeklerin tadına bakabileceğim bir yerler aramaya başladım. Herkesin tavsiyesi üzerine ”Feel Myanmar” restoranını denemeye karar verdim. İçeri girdiğimizde bir ana yemek söylememi ve masada beklememi söylediler. Ama sadece ana yemek sipariş etmeme rağmen masayı donattılar. Önce çorba, sonra çeşitli salata, pirinç pilavı ve sipariş verdiğimiz ana yemek geldi. Özellikle ”green tea leaf salad”ı gelirseniz denemenizi tavsiye ederim.

Önerdiğim Diğer Restoranlar