Medya ve okur/izleyici/kullanıcı ilişkisi üzerine araştırmalarıyla bilinen Austin Teksas Üniversitesi’ne bağlı araştırma merkezi Center for Media Engagement, geçen yılın son günlerinde, “2018’de Öğrendiğimiz 10 Şey” başlıklı bir yazı yayınladı. Bahse konu yazı, araştırma merkezine bağlı farklı araştırmacıların yürüttüğü araştırmalardan elde edilen bulguların bir çeşit özeti niteliğindeydi. Dijital yayıncılık stratejilerinden, kadın gazetecilere yönelik taciz meselesine kadar geniş bir yelpazede konu çeşitliliğine sahip; medya profesyonelleri için çeşitli tespit ve öneriler içeren bu yazıyı, tazeliğini koruduğu düşüncesiyle ve özgün formatına sadık kalarak çeviri marifetiyle ilginize sunuyoruz.
1. Web sayfanızın en alt kısmındaki görseller ve linkler okurları sitenizde tutmaya yardımcı olacaktır.
Okurları sitenizde tutmak her zaman kolay olmayabilir. Araştırmacılar, okurları site içerisinde diğer içerikleri tıklamaya teşvik eden beş noktaya dikkat çekiyor:
- Linklerle birlikte görsel kullanımı, salt metinden oluşan bir içeriğe kıyasla daha çok tık getirecektir.
- Sayfanın sonuna konan linkler, sayfanın ortasına konanlara kıyasla daha fazla tıklanma sağlayacaktır.
- Okura sitedeki diğer haberleri sunarken “Benzer Haberler” gibi jenerik ifadeler daha tercih edilesi görünmekte. “Bu konuda İlginizi Çekecek Diğer İçerikler” vb. görece karmaşık ifadelerden kaçınmakta yarar var.
- Okura sitenizdeki popüler içerikleri sunmak yerine okurun halihazırda ilgilendiği içerikle benzeşen içeriklere bağlantı vermek daha fazla tıklama getirecektir.
2. Potansiyel abonelerinin ilgisini çekmek için logonuzu kullanmak yerine insanlara abone olarak ne elde edeceklerini anlatın.
Araştırmacılar, haber platformlarının e-posta reklamcılığı ve sponsorlu içerikler üzerinden nasıl abone toplayabileceğini inceledi. Ulaştıkları bulgulardan hareketle sıraladıkları öneriler şöyle:
- İlk akla gelenlerden biri mecranın logosuna yoğunlaşmak olabilir. Ancak bulgular tersine işaret ediyor: Logonuzu kullanmayın. Onun yerine mecranıza ilgi uyandıracağını düşündüğünüz aktif bir gazeteciyi ya da popüler içeriklerinizden güçlü bir görsel tercih edin.
- Okurlara e-postayla abonelik teklif ettiğinizde abone olmazlara ne kaybedeceklerini değil; abone oldukları takdirde ne kazanacaklarını anlatın.
- Ücretsiz bülten aboneliğine ilişkin reklamlar, ücretli baskı/dijital erişim abonelikleri için yapılan reklamlardan daha fazla tık alır.
- Reklam stratejinizi oluştururken çeşitliliğe önem vermenizde fayda var. Tek başına Facebook reklamları büyük olasılıkla doğru bir yatırım stratejisi olmayacaktır.
3. “Sahte haber” (fake news) ifadesini dilimize pelesenk etmeyi kesme vakti.
Ezcümle: “Sahte haber” tabirine defaatle maruz kalmak; sahte haberin kendisinden daha sorunlu bir mesele olabilir. Politik/bürokratik seçkinlerin söyleminde “sahte haber” vurgusunun süreklilik kazanması demokrasi açısından sorun teşkil etmekte. Araştırma sonuçlarıyla detaylandıralım:
- Politik/bürokratik seçkinlerin “sahte haber” hakkında konuşmalarını görmek bireylerin “gerçek” haberi ayırt etme konusunda daha az ehil olmalarına yol açıyor.
- Seçkinlerin sahte haberler üzerine konuştuğunu görmek medyaya duyulan güveni azaltıyor.
- Üstelik sahte haber meselesini “partizanlık” üzerinden okumak da doğru. Çünkü siyasal ideolojiler bahse konu farklılıkları açıklamak için başlı başına bir anlam ifade etmiyor. ABD merkezli araştırma gösteriyor ki; muhafazakarların, merkezdekilerin ya da liberallerin sahte haberi ayırt edebilme konusunda bir diğerinden daha ehil olduğunu söylemek söz konusu değil.
(Çevirenin notu: Elbette bu maddeyi kendi bağlamına odaklanarak değerlendirmeliyiz. Bu açıdan “fake news” vurgusunun Donald Trump’ın siyasal iletişim stratejisinde hegemonik bir araca dönüştüğünü hatırlamak gerekir. Dolayısıyla Türkiye açısından “sahte haber” ifadesinin tedavülde olması ya da sıklıkla dile getirilmesi ABD’dekine benzer bir sorun teşkil etmiyor da diyebiliriz. Türkiye bağlamında meselenin seyri ancak özgün araştırmalarla ortaya konabilir elbette. Ancak (yeni)medya ekosistemimizde “sahte haber” meselesi şimdilik bir karşı-hegemonya aracı gibi görünmekte.)
4. Siyasal haberlerde pozitif görseller ve konu-odaklı başlıklar Facebook’ta etkileşim ve yorumları artırıyor.
Araştırmacılar, Facebook’ta dolaşıma sokulan siyasal haberlere ilişkin farklı açıları inceledi: a) Haber başlıkları, görsellerin pozitifliği/negatifliği ve b) haber başlıklarının konu-odaklı olması ve kampanya stratejilerine-odaklı olması durumunda doğan farklı eğilimler. Sonuçlar ise şöyle:
- Facebook’ta negatif görseller tıklanmayı; pozitif görseller ise reaksiyonları artırıyor.
- Konu-odaklı başlıklar tıklanmayı azaltıyor; reaksiyonları ve yorumları artırıyor.
Bir hatırlatmada fayda var: Negatif görselleri ve strateji-odaklı başlıkları kullanarak tıklamayı artırmak cazip görünse de göründüğü kadar kolay olmayabilir.
- Yapılan araştırmalar, stratejik ve negatif siyasal haberlerin bir çeşit siyasal sinizme yol açabileceği ve medyaya güvensizliği artırabileceğini gösteriyor.
- Facebook algoritmaları sadece tıklanmaya değil; reaksiyonlara ve yorumlara da öncelik veriyor. Bu açıdan sadece tıklanmaya odaklanmak mecranın total potansiyelini ıskalamaya yol açabilir.
Tüm bunlar hesaba katıldığında sosyal medya kullanıcısıyla daha fazla etkileşim yakalamak isteyen haber platformları için pozitif görseller ve konu odaklı haber içeriklerini tercih etmek daha doğru bir yol olabilir.
5. Haber merkezleri farklı toplumsal grupları ortak zeminde buluşturabilir.
Araştırmacılar, ABD ara seçimlerinden sonra ABD’nin bölünmüş bir toplumla karşı karşıya olduğunu belirterek; dinsel, ırksal, ekonomik bölünmüşlüklerin toplumda “biz” ve “onlar” şeklinde bir kutuplaşmayı beslediğinin altını çizmekte. Aslında durumun Türkiye açısından pek farklı olmadığını söylemek için alim olmaya gerek yok. Bu açıdan, haber mecralarının toplumun kutuplaşmış kesimlerini nasıl bir araya getirebileceğine dair sorular ve yanıtlar oldukça önem arz ediyor. Farklı deneyimleri inceleyen ve diğer akademik çalışmalardan da yararlanan araştırmacıların önerileri şöyle:
- Medya, dış-grup üyelerini haberleştirirken bu bireylerin haberde kendilerine özgü/kendi karakteristikleriyle var olduklarından emin olmalarına özen göstermeli.
(Çevirenin notu: “Dış grup” ifadesi kafa karıştırmasın. Georg Simmel’in sosyolojik yaklaşımından bildiğimiz “biz” (iç grup) ve “onlar” (dış grup) şeklindeki ayrımdan mülhem bir ifade. Türkiye özelinde bu konuya ilişkin kamusal tartışma ve ilgili literatür ağırlıkla “öteki” kavramı üzerinden ilerliyor gibi).
- Dış-grupla iletişime en çok ihtiyaç duyanların çoğunlukla bunun en az farkında olan ve buna ilişkin en az çaba sarf edenler olduğu unutulmamalı.
- Dış-gruplar arasında kısa ve öz, anlamlı iletişimler mevcut önyargıların azaltılmasında etkili olacaktır.
- Etkili bir temas yüz yüze, aracılı ve hatta imgesel/temsili olabilir.
6. Sahte haberlere ve haberlere ilişkin negatif izlenim oluşturmasına karşı kamu mücadelesi.
Bir diğer araştırmada, Arizona Eyalet Üniversitesi’ndeki News Co/Lab birimi ile birlikte tasarlanan bir çevrimiçi anketle; haber merkezi çalışanları, haber kaynakları ve hizmet ettikleri topluluk üyeleri arasındaki şeffaflığı, bağlılığı ve karşılıklı anlayışı ölçmek amaçlandı. Anketin sonuçları şöyle:
- Habere karşı negatif tutum sahibi bireylerin sahte haberleri fark edebilme olasılığı daha düşük.
- Katılımcıların yerel haberlere genel/ulusal haberlerden daha fazla güven duyduğu ancak yerel haberlere ilişkin şeffaflık ve güvenilirlik konusunda endişelerinin de olduğu görülmekte.
- Katılımcılar yerel haber kuruluşlarının kendi topluluklarıyla ilişkiler geliştirme konusunda daha iyi olabileceklerini düşünmekte.
- Katılımcıların dörtte üçünün haber, görüş, sponsorlu içerik ve analiz arasında ayrım yapmakta zorlandığı tespit edildi.
7. Çevrimiçi testler (online quiz) insanları siyasete yakınlaştırıyor.
Araştırmacılar, çevrimiçi testlerin insanların haber ve siyasete ilgisini ve siyasetle ilişkilenme eğilimlerini artırıp artırmadığını test etti. Siyasal testlerle ünlülere ilişkin testlere katılanların karşılaştırıldığı araştırmada şu sonuçlara ulaşıldı:
- Siyasal testlere katılanlar, siyaset hakkında daha bilgili hissediyorlar.
- Siyasal haberlere daha fazla ilgi gösteriyorlar.
Haber platformları için siyaset-bazlı testler daha fazla okura ulaşmak ve mevcut okurları elde tutmak için iyi bir yol gibi görünüyor. Üstelik bu testlerden oluşturmak isteyen yayıncılar, açık-erişim imkanlarından yararlanabilir. Center For Media Engagement’in erişime sunduğu 150’yi aşkın haber organizasyonunun kullanmış olduğu çevrimiçi test oluşturma ve yayınlama aracına buradan ulaşabilirsiniz.
8. Kadın gazetecilere yönelik çevrimiçi taciz küresel bir sorun.
Kadın gazeteciler sosyal medyada okurları/izleyicileriyle iletişim kurmaya çalışırken, çevrimiçi taciz tehdidi ile karşı karşıya kalmakta. Araştırmacılar, dünyanın dört bir yanındaki profesyonel gazetecilerin bu taciz biçimleriyle nasıl başa çıktıklarına ve çevrimiçi tacizin kadın gazetecilerin mesleklerini icra etme pratikleri üzerindeki etkisini mercek altına aldı. Kadın gazetecilere yönelik çevrimiçi tacizin vakit kaybetmeden çözülmesi gereken küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken araştırmacıların ulaştığı öne çıkan sonuçlar ise şöyle:
- Araştırmacıların kadın gazetecilerle yaptığı görüşmeler; kadın gazetecilerin çoğunun sosyal medyada toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyetlerine odaklanan taciz içerikli geribildirimler aldığını ortaya koymakta.
- Araştırma, kadın gazetecilerin çevrimiçi tacizle mücadelede yalnız hissettiklerine işaret ediyor. Araştırmaya katılarak görüş ve deneyimlerini paylaşan kadın gazeteciler; içinde bulundukları haber organizasyonlarının çevrimiçi tacizle mücadelede daha faal olabileceği ve taciz edilen kadın gazetecilerle daha fazla dayanışabileceklerini vurgulayarak mevcut durumdaki eksikliğe işaret etmekte.
- Kadın gazeteciler kimi durumlarda kendilerini yönelik tacizi ifşa etme konusunda yeterince özgür hissetmiyor. Buna benzer şekilde, kadın gazetecilerde bağlı oldukları haber kuruluşlarının tacizi “kişisel bir mesele” olarak gördüğü hissi öne çıkıyor.
- Olası çözümler ise çevrimiçi yorumların daha sıkı denetimi ve profesyonel sosyal medya sayfalarının daha fazla gözetimi şeklinde sıralanıyor.
9. Tiyatro ve gazeteciliği birleştirmek izler-kitleyi siyasal açıdan güçlendiriyor.
Center of Media Engagement, The Center for Investigative Reporting partnerliğinde deneysel bir araştırma yaparak; izleyicilerin sivil haklar lideri Vera Mae Pigee’yi konu edinen bir oyuna ne tür tepkiler verdiğini analiz etti. Kâr amacı gütmeyen yerel bir haber organizasyonu olan Mississippi Today’le birlikte ABD’nin Clarksdale şehrinde sahnelenen oyunun ardından seyircilerin tepkileri saptandı. Bahse konu araştırmaya göre;
- İzleyiciler oyunun ardından siyasi bilgileri ve siyasal süreçlere katılım becerileri açısından kendilerine daha fazla güveniyorlar.
- İzleyicilerin yerel kamu yetkilileriyle iletişim kurma olasılığı artıyor. Bu, araştırmacı gazeteciliğe dayanan canlı tiyatro gösterilerinin izleyicileri siyasi olarak güçlendirmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor.
10. Yerel medyanın potansiyeline yönelik daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Chicago yerel medyası üzerine yapılan araştırma bunu gösteriyor.
Center of Media Engagement’e bağlı araştırmacılar, nüfus açısından ABD’nin en büyük üçüncü şehri olan ve hatırı sayılır bir demografik çeşitliliğe sahip Chicago’daki yerel medyaya ilişkin bir araştırmaya imza attı. Chicago’daki yerel bir haber kuruluşu olan City Bureau ile ortaklaşa gerçekleştirilen araştırmada Chicago’da yaşayanların yerel medyaya yönelik tutum ve tercihleri araştırıldı. Chicago; Kuzey/şehir merkezi, Batı Yakası ve Güney Yakası olarak üç ayrı bölgesel boyut baz alınarak incelendi. Çıkan sonuçlar şöyle:
- Chicago’nun Batı ve Güney Yakası’nda yaşayanlar, yerel medyada yeterince temsil edemedikleri ya da çarpık temsil edildikleri kanaatinde.
- Chicago’da yerel haber kuruluşlarına dahil olmak da yine en çok bu kesimin ilgilisini çekmekte.
Tüm bölgelerden gelen ortak kanaat ise, Chicago’nun en önemli sorununun “suç ve hukuki yaptırımlar” meselesi olduğunu yönünde. - Bir diğer sonuç ise, araştırmaya katılıp soruları yanıtlayanların ücretsiz bir haber sitesine 10 dolar bağışta bulunmalarının, haberlere erişmek için 10 dolarlık bir ücret ödemelerinden daha muhtemel olduğu şeklinde.