SosyalKafa

Akp ve Polonyalı PİS’in paralellikleri

“Hukuk devleti” “Polonya” “Macaristan” “Viktor Orban” “AB bütçesinin vetosu”. Bunlar ve benzeri konu başlıkları ya da kavramlar AB için meşgul edici konu başlıkları.

Gelişmeleri yakından takip edenler için AB içinde Macaristan ve Polonya’nın yıkıcı bir tutum takındıklarına dair gelişmeler tanıdık gelecektir. “Değerler” etrafında toplanan AB ülkeleri bu iki üye tarafından zorlanmaktalar algısı çok yaygın.

Akp iktidarının Türkiye kamuoyuna hediye ettikleri arasında “büyük resmi görmek” gibi bir yaklaşım da var. Netameli uluslarası konularda, uluslararası ya da ulusal medya organlarına yansıyanlar ve de yansımayanlar olarak, gelişmeleri ele almak bir trend haline geldi. Uluslarası politika yapıcı diplomatların çok boyutlu analizleri, bu analizlerin detaylarına inilerek ve bazen de çarpıtılarak gazete manşetlerini süslemeye başladı. Örneğin İsrail’in olası doğal gaz rezervlerinin Mersin limanı üzerinden Avrupa’ya pazarlanması olasılığı Rusya ve Güney Kıbrıs’ın yakın ilişkileri üzerinden, detayın merkeze oturtulması üzerinden de okunabiliyor. Tali konular bazen iyi bazen de kötü niyetli yaklaşımlarla büyük resmin bir parçası olarak analizlerin bir parçası yapılıyorlar.

Tali konular, iyi bir fırsat görülmüşçesine, kötü ellerde büyük manşetlere konu olabiliyorlar.

“Büyük resmi” görmek istercesine Polonya ve AB ilişkilerini ele alalım. Büyük resimciler için Polonya bir isyan içinde. AB kurumları tarafından dikte edilen bir ülke olmak istemiyorlar.

Polonyalı politikacı Donald Tusk 2014-2019 arasında Avrupa Konseyi başlanlığını yürüttü. Polonya’da iktidar olan PİS partisi Tusk’u desteklemedi, onu Almanya’nın bir piyonu olarak gördü.

Polonya vatandaşı Tusk, PİS tarafından Her. Tusk olarak alaycı bir dille “Almancı olmakla” suçlanıyordu.

Büyük resimcilerden olan Akp iktidarı mensupları, dünyayı Amerika’nın yönettiğini, İngilizlerin ve İsraililerin de çok kilit ve önemli köşe başlarını tuttuğuna inanırlar. Düşünce dünyalarını korkular ve kompleksler üzerine inşa eden Akp iktidarı mensuplarına benzer olarak Polonya’daki PİS de içinde bulunduğu AB’ye “dünya beşten büyüktür” deme çabası içindedir demek yanlış olmaz.

Olası AB yaptırımlarından hemen önce “uzattığımız eli havada bırakmayın” diyen Erdoğan ile, bütçe vetosunu geri çeken Polonya ve Macaristan ne kadar da birbirlerine benziyorlar. Polonya iç kamuoyuna, “istediğimizi aldık, vetomuzu bu yüzden geri çektik” diyen PİS “hukuk devleti” ibaresinin taslaktan silinmesini hedefleyip başarılı olamadı.

2015 yılı Akp’nin Türkiye’yi yuvarladığı uçurum için bir milat kabul edilebilir. Polonya’daki PİS iktidarı için de 2010-2015 arasındaki Akp performansı bir ölçüt olarak alınabilir. Raydan çıkan Akp gibi raydan kopmayı arzulayan PİS önce Macaristan’daki Orban’ı geçmek zorunda. PİS önce Orban limitini aşıp, sonra da Akp ideasını belki hayata geçirebilir.

Macaristan’daki Orban, hakkını teslim etmek lazım ki, manşetlerle savaşa savaşa bu noktaya geldi. Polonya’daki PİS iktidara gelmeden önce, Orban tek başına Alman boyundurluğuna karşı gelmeye başlamıştı. Polonya’daki PİS, Orban için müttefik oldu.

Erdoğan ile çok fazla dayanışma mesajları vermekten kaçındıklarını gördüğümüz PİS ve Orban daha fazla şimşekleri üstlerine çekmek istemiyorlar anlaşılan.

Büyük resmi görmek istercesine, madalyonun diğer yüzüne bakmakta fayda var. AB, “değerler topluluğu” olarak 2004 yılında kabul ettiği Polonya ve Macaristan’dan göründüğü kadar mutsuz olamaz. Polonya 40 milyonluk, Macaristan da 9 milyonluk nüfuslarıyla, iştah kabartıcı pazarlar.

Erdoğan’ın batılı değerleri hiçe sayıp kurduğu başkanlığı ile AB’nin yürüttüğü ilişkiler düşünüldüğünde, Polonya ve Macaristan’ın kendi yollarında ilerlemek istemeleri anlaşılır hale gelmekte.

Sosyal Medya Hesaplarımız

İçeriklerimize e-posta ile abone olabilirsiniz

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 2.245 aboneye katılın

Sosyal Kafa 6. Sezon Tanıtım