Geçtiğimiz dört ayda yapım gereği gergin geçen 20 yıllık hayatımın daha da gergin bir dönemine giriş yaptım. Hem de koca bir ülke ile. Buna sebep olan faktörleri anlatmak yerine direkt olası sonuçlarını konuşmak istiyorum bugün. Dün yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunda, Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilmesiyle birlikte Türk halkının büyük bir bölümü endişelerini artırdı. Göçmenler ve göç politikaları ise bu endişelerin odak noktası haline geldi.
Erdoğan’ın göç politikaları, özellikle Suriye’den gelen mülteciler konusunda eleştirilere maruz kalmıştı. Birçok kişi, kontrollü bir politika izlenmediği gerekçesiyle göçmenlerin ülkeye olan yükünün arttığını düşünüyordu. Dünün seçim sonucuyla birlikte, bu endişeler daha da güçlendi ve Türk halkının bir kısmı ülkeyi terk etme planları yapmaya başladı. Kalan kısmı ise seçim sonucuna sevinen Afgan göçmenlerdi.
Şu an beni ve çoğunuzu endişelendiren konulardan biri de kalifiye işçilerin ve öğrencilerin ülkeyi terk etmeye başlamasıyla yaşanacak bir beyin göçü senaryosu. Türkiye, uzun yıllardır ucuz işgücüne olan ihtiyacını göçmenlerle karşılıyordu. Ancak, halkın göç politikalarına olan güvensizliği ve gelecek kaygıları, birçok nitelikli işçinin ülkeyi terk etme düşüncesine yönlendirdi. Bununla birlikte mültecilerin kimi zaman işlediği suçlar ve kadın cinayetleri herkesi öfkelendiren ve izlenen yanlış politikaların değişmesi gerektiğini gösteren temel sebeplerden biriydi.
Beyin göçü, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını olumsuz yönde etkileyecek bir senaryo. Nitelikli işgücünün ayrılması, bilim, teknoloji, sağlık ve diğer sektörlerdeki boşlukların artmasına neden olabilir. Bu da Türkiye’nin inovasyon ve gelişme potansiyelini zayıflatabilir. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik kalkınması ve geleceği açısından büyük bir kayıp olabilir.
Seçim sonuçlarıyla birlikte, Türkiye’nin göç politikalarında değişikliklerin olup olmayacağı henüz netlik kazanmamış durumda. Ancak, halkın kaygıları ve beklentileri göz önüne alındığında, göç politikalarının gözden geçirilmesi ve kontrollü bir yaklaşımın benimsenmesi büyük önem taşıyor. İşgücü piyasasının istikrarını korumak, yetişmiş insan kaynağını ülkede tutmak ve toplumsal entegrasyonu desteklemek için uygun politikaların hayata geçirilmesi gerekmekte.
Seçim 2023: Geri sayımı heyecanla yapılan füze fırlatma girişiminde yaşanan teknik aksaklıklar. Bir sonraki adımın ne olması gerektiği hakkında ortadan ikiye ayrılan bir ülkeden bahsediyoruz. Ortadan ikiye olmasa bile İç Anadolu’dan ikiye ayrılan bir ülke olduk. Eğitimli ve imkanları elverişli olan kesimin yaklaşık on yıl önce başlayan sessiz gidişleri son birkaç yılda yerini Twitter’a atılan arka planda havaalanının dış hatlar gidiş terminali olan pasaport resimlerine bıraktı. Peki bize ne oldu da başarısız bir iktidar tarafından yönetildiğimizi düşünerek seçimler için geri sayım yapar hale geldik?
Sonuç olarak, dünkü seçim sonuçları Türkiye’de göç senaryolarını daha da karmaşık hale getirdi. Kalifiye işçilerin ülkeyi terk etmeye başlamasıyla yaşanacak bir beyin göçü senaryosu, ülkenin geleceği açısından endişe verici bir durum. Türkiye’nin yeni dönemde göç politikalarını yeniden değerlendirmesi ve toplumun güvenini kazanacak adımlar atması büyük önem taşımakta. Umarım doğru adımlar atılır ve hepimiz düşlediğimiz Türkiye’ye bir an önce kavuşuruz.