Google‘ın bu eklentisi, kişiselleştirilmiş tüketici iletişimini bir sonraki seviyeye taşıyor ve muhtelif medya kanalları arasındaki her türlü ayrımı kaldıracak bir biçimde farklı mecraları homojenize ederek, tüketiciye deneyimi kusursuz bir çoklu kanal tecrübesi yaşatıyor.
Tutarlı ve entegre çoklu kanal felsefesi; tüketicinin karar aşamasında alacağı ürünü veya hizmeti almadan önce o markayla ilgili tüm kanalları gezerek akıcı bir deneyimleme sürecinden geçmesini öngörür. Bu tanımlamayı kendimize temel alacak olursak; Google “DoubleClick”in hangi amaçla meydana getirildiğini daha açık bir şekilde anlayabiliriz.
Firma bu özellik ile TV reklamlarını farklı aygıtlarda da kişinin isteğine uyarlanmış bir şekilde göstermeyi planlıyor. Bu şekilde internet üzerinden takip edilen program eş zamanlı olarak reklama girdiğinde, bu reklam süresi zarfında her bir kişinin göreceği reklam da farklı oluyor. Yani mesajın bir karambole yayılımından ziyade, herkesin ilgi alanlarına istinaden tasnif edilmesi ve hedeflenmesi söz konusu ki bu; pazarlama disiplininin ilk kurallarından STP(Segmentation-Targeting-Positioning) anlayışının dijital ortamdaki başı boş reklam ve pazarlama çabalarının kulağını çektiğini gösteriyor.
Ayrıca özellik sadece telefondan televizyon izleyenlere uyarlanmış değil. Asıl önemli nokta, TV programlarının vereceği reklam aralıklarını “Google Ad Words” bünyesinde açılan açık arttırma modeli ile satın almanın mümkün olması. Böylece internet üzerinden belirli bir programda reklamınız için aralık satın alarak, reklamınızı ülkemizde sayıları milyonları aşan konvansiyonel medya takipçilerine de gösterebiliyorsunuz.
Bugüne kadar her mecranın ayrı takipçisi olduğu algısı piyasaya egemendi ve bu yaklaşım hüküm sürüyordu. Şüphesiz hepinizin bildiği üzere, bu durum ezelden beri farklı alanlarda uzmanlaşmış medyacıların birbirleri arasında katı bir rekabete girişmesine sebep oldu. Konu buraya gelmişken firmanın bu yeni yaklaşımı sonucunda yaptığım ilginç bir çıkarımı sizinle paylaşmak istiyorum; konvansiyonel medya sevdalıları ve savunucuları uzun bir süre dijitalciler tarafından, kendi mecralarının önemini anlamaya ikna edilmeye çalışılırken, yenilikçi dijital anlayışın, yenilikçi tutumunu sürdürmesi ve konvansiyoneli de içine alarak “one-size-fits-all” yaklaşımını bitirmesi konvansiyonelin her daim konservatif bir tutuma sahip olduğunun göstergesidir bana kalırsa.
Aslında Google, bahsedilen tüm bu özelliklerin denemesini 2007-2012 senesi arasında zaten yapmıştı fakat biz buna hazır değildik. Konunun şimdi tekrardan gündeme gelmesi beni gerçekten çok heyecanlandırıyor. Bir an önce kafanızda bu modellere uygun stratejiler geliştirmeye başlamanızı tavsiye ederim.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Yorum ekle