SosyalKafa

Veli Gederet: GÖREVİMİZ YAZMAK!

Dil insanın kendiyle ve dışarıya kurduğu bir iletişim şekli. Dilin olmadığı dönemlerde bebeklik döneminde fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarımızı duygularla, ağlayarak veya gülerek ifade ederiz. Çünkü organizma açlık hissini bir şekilde dışa vurur. Büyüyünce kendimiz kontrol etmeyi öğrenmeye başlarız. Tabi ki temel ihtiyaçlarımız kontrol etmek çok önemli, acıksak bile yemek saatini bekleriz, üşüdüğümüzde bunu bilir ve buna göre tedbir alırız, gülmeyi de kontrol etmeye başlarız. Büyüklerin dünyasında çok önemli ve ciddi gözüken şeyler bize çok komik görünebilir. Büyüklerin yanında gülmemek için kendimizi çok zorlarız, yaşıtımız birisi varsa ona bakıp güleriz. Bu arada soyut kavramlar ve kurallarda benliğimiz yerleşir, din, milliyet, etik özsaygı gibi değerler kendi süzgecimizden geçirme becerimiz olmadığı için toplumun, ailenin ve öğretmenin anlattığı şekilde algılarız. Bu kuralların çoğu dokunulmazdır, değiştirilemezdir, aksini düşünmek bile vatana ihanet veya dinden çıkmak gibi görülebilir. Gerçi bu basmakalıp anlayışa Kuranda şöyle bir tepki vardır. Onlara sorsan derler ki biz atalarımızın dini üzerindeyiz. Ya atalarınız yanlış yaptıysa diye devam eder ve hiç düşünmez misiniz diye biter. Kısaca insanın en önemli görevlerinden biri okumak “geniş anlamda düşünmek gözlemek, kavramak insanla doğa arasındaki akışın farkında olmak”. Kısaca okumak düşünmek ve anlatmak insanın en temel özelliğidir.

Tabi ki okuyarak, farklı metinleri inceleyerek insan hayata karşı kendini konumlandırır ve bunu ifade eder. Geleneksel dönemde her ne kadar toplum, aile ve öğretmen üçgeni pek çok yönden eleştirilebilir ama her şeye rağmen kural, fikir, değer bütünlüğü oluşturduğu için faydası göz ardı edilemez.

Yazmak tehlikeli bir yolculuğa çıkmak gibidir, çoğunlukla el yordamı bize anlatılanlar ve kendi karakterimizle yol almaya çalışırız.  Yazmanın bence en önemli işlevi göstermektir, çocuk dünyasından örnek verirsek, onlarda yazı oluşmadığı dönemlerde yaşadıkları bir heyecanı, kaykay deneyimini paylaşmak ve göstermek ister. Aslında yazmak bir bakıma körlerin birbirine yol göstermesi gibidir. Hakikatı tam olarak kavrayamayız. Fakat her körün kendi deneyimlediği durumlar vardır.

Günümüz de yazmak daha zorlaşmıştır geleneksel öğreticilerimizin yerini ekran almıştır. Hiç iyi niyetli değildir, parasal döngünün devam etmesi için üretilen yapay ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlara hazır bireyleri yetiştirmek için bilinç altı dahil insanın tüm alanlarına nüfuz ederler, çırpınsak da kurtulamayacağız tek gözlü koca bir devdir. Artık tatil hayallerimiz bile onun denetimindedir. Kumsalda dondurma yiyen bireyler, kıyafetlerle güçlendirilmiş kişilikler, insanın fiziksel ihtiyaçlarını suiistimal etmek üzere örgütlenmiş kocaman bir organizasyon. Bunun dışına çıkacağımız alanların yozlaştırıldığı, talan edildği, yok sayıldığı, önemsizleştirildiği, gülünç duruma düşürüldüğü bir çağdayız. O yüzden görebildiğim kadar bunları yazmak istiyorum. Bunu bir başlangıç yazısı gibi kabul edin.

Erkan Saka

Academic; Blogger; Metalhead; BJK Fan; @SosyalKafa Coordinator

Sosyal Medya Hesaplarımız

İçeriklerimize e-posta ile abone olabilirsiniz

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 2.243 aboneye katılın

Sosyal Kafa 6. Sezon Tanıtım